sigara etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sigara etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

dedi, dedim.

Author: Elis ve grkn / Etiketler: , , , , ,




di'li geçmiş-li yakın bi zaman.

gözlerime bak !

Author: Elis ve grkn / Etiketler: , , ,


geçenlerde olucak,
belki de dün akşam.
ya da biraz önce..
emin değilim.
hatırladığımsa, en son birlikte olduğum bi hatuna ait olan sözlerden ibaret olması.

'gözlerime bak', 'bana bak', 'gözlerimden içime bak', 'içime bak'

her benzer bir cümle,
aynı amaca hitap edip,
aynı benzer zamanlarda,
benzer uğultularla birlikte,
farklı dudaklardan,
farklı gözlere bakıp,
üzerinde gelip-gitmem için dökülüyordu her seferinde..

kafa dank!' etti durumlarından birisi galiba sandım ama düşündüğüm kadar değilmiş.

farkettiğimse;
yine bedenlerin farklı olduğu,
seslerin farklı olduğu
ve her bir hatırladığım silüetin birbirine girdiği..
sanki tüm bedenler tek bir bedenden ibaretmişcesine...

birlikte olup, aynı cümleyi, ağız birliği yapmış olduklarını zannederek defalarca işitmek zorunda kalınan,
tüm bedenleri tek bir bedende hissetmek..
sanki yıllar yılı, hep parça parça bedenlerle birlikte olmuşum da yine parça parça işitmişim aslında şimdiye kadar..
kişi gözetmeksizin..

nihayetinde his söz konusu,
hissiyat söz konusu,
yoğunluk söz konusu..
öyle ya, topu topu, 15-20 santimlik uçkurumun, yine 15-20 santimlik derinliğe girmesiyle yaşanan devasa bütünlük söz konusu en başta!
ve bundan duyulan büyük hazdan da ziyade, sanki evrendeki big-bang patlamasına inat, en büyük kaynaşma yoğunlaşmasını yaşıyoruz.. damarlarımıza kadar hissetmişcesine, bir birimize geçmek istercesine üstelik; gözlerden de girmeye çalışıyoruz ya!

'bu kadar mısınız ulan?' diye aklımdan geçirirken, elime ne ara geçtiği belirsiz bi sigaranın daha dumanı ciğerlerimden çıkıyordu.

yaşadıklarımın arasında hatırımda kalan en güzel cümlelerdendi belki de,
yarı hatırlayıp yarı hatırlamamakla birlikte
hiç sorgulamadan,
fütursuzca uygulama gereksiniminde bulunduğum,
en mutlu anılarımdandı belki de..

farklı zamanlarda, farklı bedenlerin birbirine kilitlenmesiyle,
yaşamak istedikleri hazdan duydukları an'ı, kendi gözlerinden çekecekleri bi 'anı-foto' ile, "üzerimdeyken gözlerime bakanlar" adlı albümün kaçıncı sırasına koyacaklarından habersiz,
acaba, aklımda kalan her bi kimseden silik silüetlerle iç-içe karma görüntüler birikintisi olan ben;
kaç kişinin albümündeyim diye düşünmekten kendini alamayan bi adam oldum sonrasında, hem mutlu hem buruk bi ifadeyle.

halbuki başta ne güzeldi.
ne ben o'nu bilirdim, ne de o beni.. pek tanımamamıza rağmen, ne güzel başlamıştık, ve en güzel yerinde de devam ediyorduk alt tarafı.
o bende, ben onda. memnuniyetin ötesinde tatminliğe doğru ilerliyordu oysa.
ne vardı sanki öyle bir şey isteyecek? madem çok istiyorsunuz, dile getirmek zorunda mısınız ki tut çenemden, çevir gözlerine arkadaş, o kadar da mı iş bilmezsin?

sonrasına niyaz hatırladığımsa,

'heey! nereye?' ...

hatunu merak eden var mı?

yarım bırakılan kahve

Author: Elis ve grkn / Etiketler: , , , ,


yarım yaşıyoruz hep, yarım..
günlerimiz dahi yarım yamalak..
sende gece bende sabah oluyor ya hani çoğu zaman..
senin sabah yudumladığın kahve güne başlamak için,
ben de ise akşam yorgunluğunu almak için..
tersine bi dünyanın içinde, yarı küreler bile tersine..
gündüz/gece bereketine inat, tatlar farklı,
fincandaki kahveler bile yarım.
bi yarımız orda, bi yarımız buralarda bi yerde..
yarım bırakılan kahve tatları..

bi yarı küreden diğerine,
sabah kahvem, iyi akşamlar..

bi diğerinden yine diğerine,
akşam kahvem, günaydın..

her şey gibi yine tersine ve yarım..
damaklarda..
bi yerlerde..
yarım ve yarım..
sadece, yarım.

(Ceren'e ithafen)

şefkat arayanlar topluluğu

Author: Elis ve grkn / Etiketler: , , , ,


merhaba, şefkat arayanlar topluluğu!

ne de güzel dize geliriz toplu halde, tek bir gülümsemeyle..

ancak o kadar olduğumuzu zannettiğimiz kadar,
her birimizin arayışı,
bir diğerimizin bulamadığı,
diğerinden diğerine uzanan kesişen kümeler gibi..

basit cümlelerin ardından yazarız ya geceden sabaha.
rönesans ressamlarının resimlerinde kendini bulan,
sanki melekler kadar huzurlu,
aksine fitili ateşlenmiş dinamit misali..

ne de güzel coşar ellerimiz,
daha önce dokunulmadık tenlere dokunurken.
hayat ancak dokunmak istediğimiz kadardır bazen,
ama ancak bir kaç dokunma sonrası kaçar mahlukun, hevesi, nefsi..

karşımızdakine adadığımız kadar yüce,
kurabildiğimiz hayaller kadar üstün,
düşlenen fanteziler kadar çılgın..
icraat imkanını sağladığında, sübyan kadar acemi..

birimiz, diğerimizi tanımaz ama iyi bilir
falcı misali..
her biri iyi psikologlardır ya aslında;
duymak istediklerimizi söylerler.
reçetelerinin, ellerinizde tuttuğunuz 5 dakikalık kahve keyflerinizin olduğu..

hiç birimizin,
hiç bir şey aramadığı kadar aradığımızın farkında olmadan,
devam ediyoruz bir o yana-bir bu yana..
belki es kaza yolda filan yürürken,
olur ya,
yanlışlıkla çarpışır, denk gelir,
sonra utanmadan bir de göz-göze gelir ve fantezi kurarız umuduyla..

boşuna yaşıyoruz, boşuna

Author: Elis ve grkn / Etiketler: , , , , ,

Körü körüne, tutkuyla anlamlar yüklediğimiz ufacık hayatları,
'o en güzel' hayatlar haline getirip, sıkılmadan sonra, sıkıla sıkıla yeni hayatları aramak gibi...

Eskisi kadar masumane olmayan dokunuşlar gezerken tenlerde,
hulbuki;
eskiden, eskidendi...

Şimdilerde ise yalnızca yeni 'ufacık hayatlar'a sıkıştırılmayı bekleyen üç-beş yeni öğreti, bir iki de yeni umut..

Eskilerde kalmayı bekleyen eskidense, sükunetini koruyadursun.
Çünkü hakkı ancak pamuk kadardır; dikeninden acısızca ayrılmak zorunda kalan..
Neden mi? Kimse diken olmak istemez..

Kendince her denemesinde, en güzelini, en mükemmelini, en üstününü, en'lerin en'ini yaşadığına bahse girerek;
Aslında 'en dibe vuruş'unu itiraf eder haddini bilmez nefsine...

- Afedersiniz, yaşadığınız bedenlerden,
pardon düzeltiyorum,
hayatlardan geriye,
kaç hayat yaşayacak hevesiniz kaldı?

- Eğer henüz size gelmediyse, demek daha var..

Cümlelerin yüklemi haddini aşmak olmasa da, olsa olsa ne kadar haddini aşabilir ki?

Pekala siz hiç birilerine dokunurken haddinizi aşmadınız mı?

Her yeni güne başladığında,
'Bugün kimin hayatını mahvetsem' diye düşünmüyorsa insan?

Hayır, yıkılan hayat falan yok ortalarda.
Kendini pamuktan bilenin kendine değil,
nefs-i ciğerine sorsak 'kaç kere en' diye;
inkar etmediği kadar kabullenemez de lakin
yine kapsanamayacak kadar geniş bir gönlü vardır.
ufacık hayatlardan biriken...

Kimi ufacık hayatın içine sığmayan sonsuz düş, gerçekleştirilmeyi beklerken;
Kimi ufacık hayatlar sonrası, bir sonrası için yerini almaya amade bi dolu son'suz düş daha...

Adam yerinden kalkar, ıslak paltosunu çıkarır, bir-iki adım öteye gider, yağmurun feriğine bakar, yüzüne çarpan taneler gözyaşı olsun,, yürümek ister..
Yağmura doğru, adım adım.
Yağmura yağmura gider adam...

Bir başka zamanda,
bir başka 'en sevgili' sonrası,
bir başka el,
bir başka bedene,,
haddini bilmezce ve hunharca dokunurken...

Kim bilir?;
- Eğer henüz size gelmediyse, demek daha var..

hayat, ne kadar ..

Author: Elis ve grkn / Etiketler: , , , , , ,


usulca yerinden kalktı kadın,
yanında uzanan adamın kalp atışlarını hissedebiliyordu hala..
önemsemedi, usulca uzandığı yerden doğruldu, sigarasını aradı..
terli bedenine baktı,
spermlerin kurumak üzere olduğunu gördü,
adama baktı, kalp atışları azalmıştı..
sigarasını nereye koyduğunu bulamadı..

..........

elini cebine attı, parası kalmamıştı.
son yudumunu dikti kafasına, barmene kafasıyla selam verdi, sonra sendeleyerek karıştı 
kalabalığın arasına..

köprü ışıklarının arasından yürüdü uzun uzadıya.. hava esiyordu hafiften..
gülümsedi adam (:

yavaşlattı adımlarını, etrafı süzmeye başladı. trabzanlara yaklaştı sessizce, cebinden bi 
sigara çıkardı. bir süre baktı öylesine..

'hayat' dedi kendi kendine.

sigarasını yaktı, ilk nefesi bir süre ciğerlerinde tuttu.

'bu kadar uzun olmamalı' diye düşündü sonra.

nefesi bıraktı bir şehrin üstüne doğru..

..........

evden çıkarken, heyecanını belli etmemek için karısını bile öpmüştü rambo.
ilk seferi değildi aslında o'nun ama yine de heyecanlıydı.

arabasını çalıştırdı, aynadan kendine son defa baktı, kendince gülümsedi ve sürmeye başladı. 
buluşma noktasına vardığında kadını gördü. kadın telefonda bir şeyler söyleyip telefonu 
kapattı ve ramboya doğru yaklaşmaya başladı;

bildiğin bir yer var mı yoksa bizim otele mi gidelim?
farketmez bebek, havada karada ...

kadın arabaya bindi, yolu tarif etmeye başladı..
kadının midesi bulanıyordu, 
rambo vites değiştirdiğinde kadının bacaklarını okşuyordu ..

fotoğraf

Author: Elis ve grkn / Etiketler: , , , ,

yayımlanmamış satırlarda bir araya gelen süslü cümleler..
midem bulanıyor!
yoksunuz şimdi hiç biriniz..
ol'madınız da..

'afedersiniz! acaba size aşık olabilir miyim?'
cümlelerini düşünmek bile mideme kramplar,
boğazımdan yumruklar geçirmeye yeterli..

parantez içi cümleler kalmadı artık
geçmişten gelen kırıntılarda..

masa üstü yayıncılığa taş çıkarırcasına inatla duran çerçevede
siyah beyaz resmin kalıntıları,
anımsamak için hafıza zorlamaya gerek duyan,
bir silüet var şimdi gittikçe koyulaşan..

yalnızlık büyütür, yalnızlık çürütür.
bir kadın sigara yakar bazen.
bazen biri gider
geride bir adam kalır,
dumanı adamın gölgesi ol'ur.
adam fotoğrafa bakar,
fotoğraf yok ol'ur.
bazen adam gider
geride bir fotoğraf kalır,
dumanı silüettir fotoğrafa.
adam kendine bakar,
adam yok ol'ur.

sus!ma

Author: Elis ve grkn / Etiketler: , , , , , ,

susmasan :$ sussan ama suskunluk olmasa suskunluğun?
kimselere yetmemelisin ya sen :$

ama susmalısın da belki şimdi.. gelişlerde bozulur bazen suskunluk...

şimdi!

Author: Elis ve grkn / Etiketler: , , , , , , , ,

o papatya:
 şimdi?
NauczycieL VamPyRe | grkn..:
 (((:
o papatya:
 bence güzel
NauczycieL VamPyRe | grkn..:
 şimdi
 sanki biraz daha güzel herşey
 şimdi, şimdiye kadar bulanıkta olsa..
 bulanık güzel şimdi..
 anlamsız geçse de anlamlı güzel..
 düzenliliğin içinde kendi düzenini yaratarak güzel
 unuttuğun hisleri küçük tatlarla anımsayarak güzel
NauczycieL VamPyRe | grkn..:
 güzel şimdi..
 ben'ce de 
şimdi var çünkü şimdi



[teoman - papatya' açılır ve 'şimdi' girişi özenle beklenir.. tesadüftür belki de beklenen şimdi de..]

aramak $:

Author: Elis ve grkn / Etiketler: , , , , ,

özlem : daüssıla - tahassür - hasret - iştiyak - göresime,,
özlem; bir kimseyi ya da bir şeyi görme, kavuşma isteği hasret, tahassür..

ifade edilemez bir kelimeyi arar bazen de insan.. bulamaz bazen de.. bazende olmayanı arar.

farkına varabilirsen de ne mutlu, barındırmadığını bünyende özlemek duygusunu.. o yüzden de bilemediğini..

görmek istemek bile özlemeye işaret midir?

elis? kahvem nerde kızım

Author: Elis ve grkn / Etiketler: , , , , ,

- elis bana bi kahve getir lütfen kızım. . $ehirler arası yolculukta.. bir gün bi de bakarsın, neyse zaten hiç orda olmadım..

elis! orda mısın kızım?

İzleyiciler

Powered By Blogger

grkn? yeter!

grkn? yeter!
içmişim uçan kuşları.. ölüm düşleri'm,, sarhoş!